MİLLİ EKONOMİ MODELİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeni Türkiye'nin ekonomi rotasıyla ilgili
önemli açıklamalarda bulundu.
Babacan, "Bizde tasarruf oranı çok düşük. Bu tasarruf oranıyla değil büyüme, mevcut refahı da
sağlamamız çok zor? Gelişmiş ülkelerde tasarrufun milli gelire oranı yüzde 33; Çin'de yüzde 51 iken
bizde rakam çok gerilerde kalıyor" dedi.
12 yıldır iktidarda olan partinin ekonomiyi getirdiği nokta iç borcun 500 milyar TL'ye, dış borcun 400
milyar dolara baliğ oluşudur.
Tasarruf kabiliyetinin olabilmesi demek, vatandaşın cebinde parasının bulunmasıyla alakalıdır.
Bugün sokaktaki insanın ekmeği kredi kartıyla aldığı düşünüldüğünde tasarrufta bulunabilmesine
imkân yoktur.
Türkiye, Merkez Bankası'nı bağımsız hale getirdiğinden beri kendi parasını basamıyor.
Gelişmiş ülkeler GSMH'nin belli bir oranında para basarak piyasaya sürerler.
Senyoraj hakkı denilen bu yolla piyasaların ihtiyacı olan para karşılanır.
Ülkemizde ise uygulana gelen düzen, gelişmiş ülkelerden 'hard currency' adı altında alınan krediler
ile piyasaların ihtiyacının karşılanmasıdır.
Bu, hard currency veren ülkelerin sadece kağıt ve mürekkep masrafı ile başka ülkelerden senyoraj
geliri elde etme yöntemidir.
Borçlarımız için ödenen faizlerin büyük bölümü aslında yabancıların aldığı senyorajdır.
Senyoraj genellikle bankalar aracılığıyla tahsil edilir. Ülkelere borçlarını rahatlıkla ödemelerine
bağlı olarak verilen notlara göre kredilere faiz uygulanır.
Hatırlanacaktır, Wall Street Journal gazetesi geçtiğimiz Mayıs ayında Türkiye'yi kırılgan ülkeler
arasına koymuştu.
Ülkemizde krediler yoluyla giren ve bankalara aktarılan sıcak para şu anda çok azalmıştır.
Kaldı ki, bir ülkenin Merkez Bankası'nda başka bir ülkenin parasını bulundurması veya kendi
topraklarında dolaşıma sunması o ülkeyi finanse etmesi demektir.
Türkiye'de bugün piyasada dolaşan yetersiz para, merkez bankalarında bulunan yüklü miktarda
doların karşılığından başka bir şey değildir.
Siz buna bir de vatandaşın geçim sıkıntısı nedeniyle kıstığı tasarrufu da eklerseniz bugün
ülkemizde ciddi bir talep daralması yaşandığı ortadadır.
Kısaca piyasada para yoktur ve bu üretimi, tüketimi, büyümeyi etkilemektedir. Milli Ekonomi
Modeli'nde biz şunun altını çiziyoruz:
Üretimin tetiklenmesi, eksik kalan tüketimin devreye konması için devletlerin senyorajı
kullanması şarttır.
Senyoraj, Milli Ekonomi Modeli'nin sosyal devlet anlayışında tüketicinin tetikleyicisi olacaktır.
Senyoraj geliri maaş olarak halka verildiğinde işçi, memur, çiftçi vs. tüketici sınıfın tüketim
kabiliyeti artacaktır.
Buna mukabil, üretici de talep olduğu için daha çok üretecektir.
Bu iki unsur emme-basma tulumba gibi birbirini harekete geçirecek ve ekonomide istenilen denge
sağlanacaktır.
Kapitalist düzenin kuralları bir kenara bırakılarak Milli Ekonomi Modeli'nin adil paylaşımı sunan,
sürekli büyümeyi formülize eden, tam istihdamı sağlayan sistemine geçmeden Türkiye
ekonomideki dar boğazı aşamaz