Senyoraj, insanımızın emek ve üretiminin karşılığı olan paranın devletin hükümranlık hakkını kullanarak, Merkez Bankası'nda emisyonunu genişletmesiyle karşılanması demektir. Modelimizde, devlet borçlanmayacak, senyoraj hakkını kullanarak emisyonunu genişletecek; yani kendi insanının emek ve üretiminin karşılığı olan parayı kendisi basacaktır. Bu senyoraj geliri, ev kadınlarına maaş olarak, çiftçiye - köylüye faizsiz kredi olarak, esnafa yine kredi olarak verilecektir.
Bu şekilde;
1- Üretim tetiklenecek,
2- Eksik kalan tüketim devreye konacaktır. Senyoraj geliri, sosyal devlet projesinde tüketicinin tetikleyicisi olacaktır. Şöyle ki, senyoraj geliri maaş olarak halka verildiği zaman işçi-memur-köylü-çiftçi, yani tüketici sınıfın tüketim kabiliyeti artacaktır.
Buna mukabil üretici de, talep olduğu için daha çok üretecektir. Bu iki unsur emme-basma tulumba gibi birbirini harekete geçirecek ve ekonomide istenilen denge elde edilebilecektir.
Mal ve hizmet karşılığı olarak senyoraj gelirini devreye koyan devletler, kamu harcamalarını rahat bir şekilde yani borçlanmadan, borç yüküne girmeden yerine getirebilir.
Şayet hizmet ve mal karşılığı elde edilen kâr mukabili para devreye girmezse para kıtlığı oluşur. Böylece hem mübadele, hemde talep kısırlaşır. Piyasalar dura-ğanlaşır. Bu sebeple senyoraj geliri, piyasalardaki dengeyi temin eden unsurdur. Senyoraj geliri ekseriyetle hitmet ve malın karı karşılığında devreye girmesi gereken bir hak olmasına rağmen, bazen de ilk başta karşılığı olmadığı zaman da devreye girebilir ve böylece ekonomiyi de büyütebilir.
Mesela; karayolları yapımında gerekli finans yoksa araç-gereç ve işçiler tamamen sizden, dolayısıyla emek ve üretim tamamen sizden olacağı için, buna karşılık senyoraj hakkının kullanılması büyümede bir taktik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesinde de aynı durum geçerlidir. Aynı kural, tarım için de geçerlidir. Tarım kesimine muhakkak eldeki parayla avans kredisi verilecek diye bir şart yoktur. Bu şartlarda üretilecek tarım mamulleri karşılığında emisyonun genişletilmesi -yani senyoraj hakkının kullanılması- üretimi destekler.
Dolayısıyla emisyonun devreye girebilmesi için ilk başta elde edilecek katma değerin ortada olması gerekmez. Emek ve üretim karşılığından kâr neticesi emisyonun genişletilmesi şartlı enflasyon rizikosunun olmaması içindir.
Yukarıda saydığımız enflasyon rizikosu varsa da devlet, fiyat kontrollerindeki ısrarlı davranışı neticesi enflasyon tehlikesinin önüne geçebilir.